Mevcut insan nüfusunun ihtiyacı olan ürünlerden çok daha fazlasının üretildiği günümüz piyasasında, ekonominin en değer gören aşaması, en güvenli, ekonomik ve ileri tekniklerle ürünlerin pazarlanması aşamasıdır. Bu şekilde bakıldığında bir arz/sürüm yöntemi şeklinde dünyaya yayılan franchising sisteminin önemi açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
Aynı zamanda franchising sisteminin, sanayi devriminin doğurduğu seri üretimin ve ekonomideki globalleşmenin ürünü olduğu söylenebilir. Pazarlama bakımından marka faktörüne verilen önem ve tanınmış global markaların dünya genelinde aynı hizmet/ürün kalitesi ve kurumsal imajları ile varlıklarını sürdürme gereksinimleri düşünüldüğünde de, franchise konusunun önemi daha iyi anlaşılabilir.
Franchise terimi, Fransızcada bağımsız, özgür anlamlarına gelen “franche” sözcüğünden türemiştir. Bugün ise neredeyse tüm dünyada franchise teriminin, genellikle mal ve/veya hizmetlerin bir tür sürüm metodu anlamında kullanıldığını söyleyebiliriz.
“Franchising” terimi de, genellikle franchise ile aynı anlama gelecek şekilde kullanılmaktadır.
Franchise ve Franchising Türkçe’de ise ‘imtiyaz’ kelimesine tekabül edecek şekilde kullanılır.
Franchise Veren: Bir sistemin ve/veya markanın haklarına sahip olan ve çeşitli anlaşmalarla bu hakları üçüncü kişilere (yatırımcılara) kullandıran kişi veya kuruluştur. Franchise Veren olarak adlandırdığımız kişi veya kurum sistemi kuran olabileceği gibi, yalnızca franchise haklarını satmaya yetkili olduğu için de bu isimle anılıyor olabilir.
Franchise Alan: Belli bir sistemin ve/veya markanın belli bir satış-hizmet noktası ve/veya bölgesi için anlaşma ile haklarını alarak uygulayan bağımsız yatırımcıdır.
Bölge Franchise Alan: Pazarın belli yükümlülüklerinin ve haklarının belli bir coğrafi alanda bölge franchise devri ile devralandır. Bölge franchise alan bazı sistemlerde alt franchise alanlara çeşitli yetkiler tanıyabilir. Yani bölge franchise alanın franchise veren gibi davrandığı durumlar vardır.
Alt Franchise Alan: Bölge Franchise alan tarafından sistemi ve markayı kullanmak hakkı anlaşma ile verilen kişi veya firmadır. Bu anlaşma bölge franchise alan ile alt franchise alan arasında yapılabildiği gibi franchise veren anlaşmaya kendisi de taraf olabilir.
Masterfranchise Alan: Başka bir ülkede geliştirilmiş bir sistem ve/veya markanın kullanma haklarını alan kişi veya kurumdur. Bazı sistemlerde bu şekilde verilen franchise’lar masterfranchise alana bağlı iken, bazılarında doğrudan yurtdışındaki merkeze bağlı olur.
Sistem: Franchise ilişkisi kapsamındaki görev ve kuralların bütünü sistem olarak tanımlanır. Anlaşmaya konu olacak parekendecilik işinin yer seçimi, işin kurulması, işletme prosedürleri, satış teknikleri, markanın kullanımı, personelin eğitimi, işletmenin denetimi, franchise alanların seçimi ve anlaşması gibi konular belirlenir.
İşletme: Perakende işin yapılmasında kullanılan fiziki ortam işletme olarak adlandırılır. Çoğunlukla ürün ve/veya hizmet satışında kullanılan mağaza, dükkan gibi yapılardır. İnternet üzerinden ve/veya telefonla yapılan satışlarda ortak kullanılan ofis, ev, bilgisayar, internet vb. işletmeyi oluşturan unsurlardır.
Franchise Giriş Bedeli: Franchise alanın sisteme girmek için başlangıçta ödediği bedeldir.
Franchise Kullanım Bedeli: Birçok sistemde, franchise alanın işletme süresince sistemi ve/veya markayı kullanma karşılığında franchise verene ödediği bedeldir.
Reklam Fonu: Birçok sistemde merkezden yapılan toplu reklam harcamaları için fon kurulması ve işletmelerden fon için para toplanması sonucunda biriken para reklam fonudur.
Franchise sisteminin ilk ilham kaynağı Orta Çağda Fransız toprak sahiplerinin, topraklarının işletme imtiyazını köylülere devretmeleriyle ortaya çıkan toprak işletim sistemidir.
Fakat, bugünkü anlamıyla franchising sisteminin doğum yeri, esas olarak, Amerika Birleşik Devletleridir. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında ve yirminci yüzyılın başlarında, Singer Sewing, General Motors, Coco Cola gibi bazı ABD’li firmaların başlattıkları yeni sürüm uygulamaları, bugünkü anlamıyla franchising sisteminin ilk aşaması olarak kabul edilir.
Franchise, bir sistem, marka, ürün veya hizmetin imtiyaz hakkına sahip tarafın belirli koşullar, sınırlar ve süre içerisinde işin organizasyonuna ve yönetimine ilişkin gerekli bilgi, belge ve desteği sağlayarak, genellikle belirli bir bedel karşılığında, başka yatırımcılara sistem, marka, ürün veya hizmetlerini kullandırmasına olanak sağlayan bir iş ilişkisidir.
Globalleşen dünyada franchising sisteminin sağladığı fayda küçük girişimcilerin büyük firma gibi davranmalarına olanak tanımaktır.
Ortaya çıkış noktası ABD olan franchise sistemi kârlı ve verimli olması hasebiyle kısa sürede tüm dünyaya yayılmıştır. Tüketim potansiyelinin olduğu hemen hemen her ülkeye lider markalar, franchise sistemi ile, bayraklarını dikmişlerdir.
Franchising’i uygulamaları açısından, uygulandığı ülkeye göre ve sunulan fırsatlar bakımından iki grupta incelemek mümkündür. Sistemin uygulandığı ülkeye göre, Ulusal ve Uluslararası Franchising olarak iki ayrı tür varken; sunulan fırsatlar açısından franchisingin ise Ürün ve Marka Franchisingi ve İşletme Sistemi Franchisingi şeklinde türleri vardır.
Ulusal Franchising sözleşmesi, bir ülke sınırları içerisinde şehirler ya da bölgeler arasında yapılan franchise türü iken Uluslararası Franchising sözleşmesi, iki ülke arasında yapılan sözleşme türüdür.
Ürün ve Marka Franchisng’i ABD’de üreticiler ve satıcılar arasında bağımsız bir satış ilişkisi şeklinde başlayıp bu ilişki çerçevesinde satıcı firmanın kendini üretici firma ile özdeşleştirme çabası şeklinde devam etmiştir. Bu tür franchising’de esas olan belli bir ticari ünvanın ya da markanın kullanılmasıdır. Bu Franchising türü için değinmemiz gereken bir diğer nokta nokta imtiyazı veren şirketin, karşı taraf üzerinde sevk ve idare gibi konularda dahil olmak üzere birçok konuda denetim hakkına sahip olur.
İşletme Franchising’i, franchising türlerinden bir başkasıdır. Burada söz konusu olan sadece marka, ürün ve servis alanında değil bir bütün olarak işletme sistemi içerisinde üretim ve pazarlama ile ilgili tüm faaliyetler/işbirlikleridir.